Rokete Etkiyen Kuvvetler Nelerdir? Uzaya Giderken Bile Fizik Bizimle Geliyor! Uzaya gitmek… kulağa ne kadar havalı geliyor değil mi? Ama işin aslı öyle romantik değil. Roket dediğin şey, koca bir metal silindir ve o silindiri uzaya fırlatmak için doğanın en temel güçleriyle boğuşmak zorundasın. Tıpkı sabah işe giderken trafiğe, kahve yokluğuna ve hayatın yer çekimine karşı savaşmamız gibi. Bugün sana bir fizik dersi vermeye değil, roketlerin “ben uzaya gidiyorum” yolculuğundaki kuvvetlerle nasıl baş ettiğini, biraz mizah, biraz strateji ve bolca empatiyle anlatmaya geldim. Hazırsan, emniyet kemerini bağla çünkü bu yazı kalkışa geçiyor! Rokete Etkiyen Kuvvetler: Uzayın Kapısını Aralayan Dört Güç…
Yorum BırakKısa ve İlginç Yazılar
Güzelyurt Nereye Bağlı Bir İlçe? Toplumsal Yapının Derinliklerinde Bir Yolculuk Bir araştırmacı olarak Anadolu’nun farklı bölgelerinde insanların gündelik yaşam pratiklerini incelerken, her bir yerleşim yerinin kendine özgü bir toplumsal dokusu olduğunu fark ederim. Güzelyurt da bu bağlamda dikkat çeken bir örnektir. Coğrafi olarak Aksaray’a bağlı olan bu ilçe, sadece fiziki konumuyla değil; tarihsel mirası, toplumsal ilişkiler ağı ve kültürel pratikleriyle de zengin bir sosyolojik laboratuvar niteliği taşır. “Güzelyurt nereye bağlı bir ilçe?” sorusunun ardında aslında, “Güzelyurtlu kimdir, nasıl yaşar ve toplumun içinde nasıl bir yer edinmiştir?” sorusu gizlidir. Güzelyurt’un Sosyolojik Konumu: Mekânın Kimliğe Dönüşümü Güzelyurt, Aksaray iline bağlı, Kapadokya bölgesinin…
Yorum BırakGüvenilir Olmak Ne Demektir? — Felsefi Bir Bakış Filozofun Gözünden Güvenilirlik Güvenilirlik yalnızca bir ahlakî erdem değil, insan varoluşunun anlam katmanlarında yankılanan derin bir felsefi sorudur. Bir filozof, “Bir insanın güvenilir olması, onun gerçeğe ve kendine sadık kalabilmesi midir, yoksa başkalarının beklentilerini tutarlı biçimde karşılaması mı?” diye sorar. Bu soru, insanın kendini ve dünyayı nasıl bildiği, nasıl davrandığı ve kim olduğu konularına temas eder. Güvenilirlik, hem etik bir değer, hem epistemolojik bir duruş, hem de ontolojik bir varoluş biçimidir. Etik Perspektiften Güvenilirlik Etik açıdan güvenilirlik, eylemlerle sözlerin birliğini temsil eder. Aristoteles’in “erdemli insan” tanımı burada yankılanır: Güvenilir insan, doğruyu bilmekle…
Yorum BırakMutluluktan Gözlerin Parlaması Ne Demek? Bilimin Işığında “Işıl Işıl” Bakışlar Mutluluk anlarında gözlerimizin “parladığını” söyleriz. Peki bu parıltı gerçekten ne? Sadece şiirsel bir benzetme mi, yoksa gözde ölçülebilir biyolojik değişikliklerin görünür hâli mi? Bilime meraklı biri olarak bu ifadeyi hem günlük deneyimden hem de fizyolojik süreçlerden yola çıkarak, herkesin anlayabileceği bir dille anlatmak istiyorum. Çünkü “Mutluluktan gözlerin parlaması” dediğimizde, aslında beynimiz, sinir sistemimiz ve göz yüzeyimiz arasında milisaniyeler içinde senkronize olan bir orkestradan söz ediyoruz. Parıltının Optiği: Göz Neden Daha “Işıltılı” Görünür? Gözün parlak görünmesi, ışığın kornea ve gözyaşı filmi üzerinden düzgün yansımasıyla ilgilidir. Göz yüzeyini kaplayan üç katmanlı gözyaşı…
Yorum BırakKapitalizme Karşı Çıkan Anlayış Nedir? — Konfor Alanını Sarsan Bir Eleştiri Sözün özü: Kapitalizm hepimizin cebinde, mutfağında, zihninde yaşıyor. Tam da bu yüzden ona “hayır” diyenleri anlamak cesaret ister. Bu yazı, sadece slogan atmak için değil; kapitalizmi kökten sorgulayan düşüncelerin sahici dertlerini, mantıksal çelişkilerini ve tartışmalı vaatlerini masaya taşıyor. Rahatsız olmaya hazırsan, başlayalım. Özet: Kapitalizme karşı çıkan ana damarlar arasında sosyalizm, komünizm, anarşizm ve büyüme karşıtı (degrowth) yaklaşımlar öne çıkar. Ortak payda; özel mülkiyetin ve kâr güdüsünün toplum, emek ve ekoloji üzerinde kurduğu tahakküme itirazdır. Ayrıştıkları yer; üretimin nasıl örgütleneceği, mülkiyetin kimde/nerede toplanacağı ve özgürlüğün nasıl korunacağıdır. Anti-Kapitalizmin Kalbi: Neye…
Yorum BırakKanyon AVM İçin Hangi Metro? Şehrin Nabzını Bilimsel Bir Merakla Çözümlemek Modern şehirlerin damarlarını haritalandırmak istiyorsanız, işe ulaşım ağlarını anlamaktan başlamalısınız. Bir kenti yaşanabilir kılan şey sadece gökdelenleri, parkları ya da alışveriş merkezleri değildir; oraya nasıl ulaştığınız da şehir deneyiminizi kökten değiştirir. İşte bu yüzden, İstanbul’un kalbinde yükselen, modern mimarisi ve alışveriş kültürüyle öne çıkan Kanyon AVM’ye giderken “hangi metro hattını kullanmalı?” sorusu, düşündüğünüzden daha bilimsel bir araştırma konusudur. Hadi birlikte bu sorunun cevabını, şehir planlamasından insan davranışlarına uzanan çok katmanlı bir merakla arayalım. Kanyon AVM’ye Giden Metro Hattı: Kısa Cevap Önce pratik bilgiyi verelim: Kanyon AVM’ye en yakın metro…
Yorum BırakHızlı cevap: Kan değeri (özellikle hemoglobin/hematokrit) yüksek olanlar; demir takviyesi ve demirle zenginleştirilmiş ürünlerden uzak durmalı, aşırı alkol ve dehidrasyon yapan içecekleri sınırlamalı, yüksek doz C vitamini takviyesini (demir emilimini artırdığı için) kaçınmalı, sakatat ve yoğun kırmızı et tüketimini seyrekleştirmeli, kişisel durumlarına göre hekimlerinin önerdiği dengeyi korumalıdır. (Bkz. kanser/polisitemi ve hemokromatozis kaynakları.) ([Blood Cancer UK][1]) “Kan Değeri Yüksek Olanlar Ne Yememeli?” — Deniz ile Mert’in Sofrasında Başlayan Yolculuk O akşam sofraya iki hikâye oturdu: Deniz’in içtenliği ve Mert’in plancılığı. Deniz, “Rakamlar bir yana, sen nasılsın?” diye sordu; Mert ise not defterini çıkarıp maddeler sıraladı. “Hemoglobin yine yüksek; peki ne yememeli?”…
Yorum BırakSıvı Gübrenin Ritmi: Toprağın Nabzını Tutmak Tarımın tarihi, insanlığın toprağı anlamaya çalıştığı uzun bir hikâyedir. İlk çiftçiler, gökyüzüne bakarak yağmuru, toprağa dokunarak bereketi hissetmeye çalıştılar. Bugün ise bilim, o sezgisel bilgiyi ölçülebilir verilere dönüştürdü. Sıvı gübre, bu dönüşümün modern bir ürünüdür; toprağın ihtiyaç duyduğu besinleri hızlıca alabilmesini sağlar. Ancak asıl soru şu: Sıvı gübre kaç günde bir verilir? Bu, yalnızca tarımsal bir teknik meselesi değil; aynı zamanda doğayla insan arasındaki dengeyi koruma çabasıdır. Tarihsel Arka Plan: Bereket Arayışının Evrimi İnsanoğlu, binlerce yıldır toprağı besleme yolları arıyor. Antik Mezopotamya’da hayvan dışkısı suyla karıştırılarak tarlalara dökülürdü. Orta Çağ’da kompost ve bitkisel atıklar…
Yorum BırakKamu Görevlisi Olma Şartları Nelerdir? Geleceğin Devlet İnsanını Düşünmek Hiç düşündünüz mü, gelecekte kamu görevlisi olmak bugünkünden çok daha farklı mı olacak? Belki de artık sadece sınav kazanmak, diploma almak yeterli olmayacak. Belki de empati, dijital zekâ ve toplumsal vizyon, devletin yeni temel yetkinlikleri olacak. Bu yazıda, kamu görevlisi olmanın şartlarını yalnızca bugünün kurallarıyla değil; yarının değerleriyle birlikte ele alalım. Biraz düşünelim, biraz hayal edelim. Bugünün Şartları: Kamu Hizmetine Açılan Kapı Şu anda Türkiye’de kamu görevlisi olmanın temel koşulları oldukça net. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre kamu görevlisi olmak isteyen bir bireyin: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması, 18 yaşını doldurmuş…
Yorum BırakMotor Gücü Hesabı Nasıl Yapılır? Geçmişten Günümüze Gücün Matematiği Bir tarihçi olarak her dönemle ilgilenirken aynı soruya dönerim: “İnsan, gücü nasıl ölçtü?” Antik çağda kas gücüyle dönen taş değirmenlerden, sanayi devriminde buharın çelik pistonları itmesine kadar, “güç” daima uygarlığın merkezinde yer aldı. Bugün otomobillerin motor gücünü konuşurken, aslında yüzyılların mühendislik ve toplumsal dönüşüm hikâyesini de konuşuyoruz. Motor gücü hesabı yalnızca teknik bir işlem değil; insanın doğaya, zamana ve verimliliğe hükmetme çabasının simgesidir. Güç Kavramının Tarihsel Kökeni Güç (power) kavramı, ilk kez sistematik biçimde 18. yüzyılda tanımlandı. James Watt, buhar makinesini geliştirirken insanlara anlatmak için yeni bir ölçüye ihtiyaç duydu. O…
Yorum Bırak