Zanlı Kime Denir? Gelecekte Bu Kavramı Nasıl Algılayacağız? Hepimizin merak ettiği bir soru vardır: Gelecekte, zanlı olma durumu nasıl şekillenecek? Bugünlerde suç ve suçlu kavramları, toplumumuzun güvenliği, adalet anlayışı ve hatta teknolojinin gelişimiyle birlikte hızla evrim geçiriyor. Bu değişim, hepimizin yaşamını doğrudan etkileyebilir. Ancak, ‘zanlı’ kelimesinin ve anlamının gelecekte nasıl evrileceğini hiç düşündünüz mü? Sadece polisiye dizilerde ya da mahkeme salonlarında gördüğümüz “zanlı” kelimesi, aslında çok daha derin anlamlar taşıyor. Bugün bu kavramı daha geniş bir çerçevede ele alacağız. Tabii ki, erkeklerin stratejik ve analitik bakış açıları ile kadınların insan odaklı ve toplumsal etkiler üzerine odaklanan bakış açılarını göz önünde…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Hristiyanlara Domuz Eti Helal mi? Antropolojik Bir Yolculuk Üzerine Düşünceler Bir antropolog, dünyayı yalnızca haritalarda değil, insanların inançlarında, yemek alışkanlıklarında ve ritüellerinde arar. “Hristiyanlara domuz eti helal mi?” sorusu da bu anlamda sadece bir dini mesele değil, kültürel bir aynadır. Çünkü yemek, insanın kimliğini, aidiyetini ve toplumsal sınırlarını en derin biçimde yansıtan sembollerden biridir. Her lokma, aslında bir kimlik beyanıdır. Bu yazıda, domuz etinin Hristiyan dünyasındaki anlamını antropolojik bir mercekten inceleyerek, din, kültür ve kimlik arasındaki karmaşık ilişkilere odaklanacağız. Yemeğin Kültürel Dili: Sembol Olarak Domuz Antropoloji bize gösterir ki, yemek yalnızca biyolojik bir ihtiyaç değil, toplumsal bir dildir. Domuz eti…
Yorum BırakHidrostatik Ölçüm Nedir? Felsefi Bir Bakış — Bir Filozofun Gözünden: Ölçüm ve Gerçeklik İnsan, evreni anlamaya çalışırken, sürekli olarak ölçüm ve gözlem araçlarını kullanır. Pythagoras’tan Descartes’a kadar, düşünürler, insanın bilgiyi ne şekilde edindiği ve gerçekliği nasıl algıladığı sorusuyla ilgilenmişlerdir. Bu noktada, ölçüm yalnızca sayılarla ve niceliklerle değil, aynı zamanda varoluşun derinliklerine dair sorularla ilgilidir. Hidrostatik ölçüm de bu anlayışa dahil edilmelidir. Bir sıvının derinliğini, basıncını ya da yoğunluğunu ölçmek, aslında fiziksel dünyanın ötesinde bir sorgulama yapmaktır. Peki, hidrostatik ölçümün anlamı yalnızca teknik bir işlem midir, yoksa ontolojik bir keşif süreci olarak da değerlendirebilir miyiz? — Hidrostatik Ölçüm: Tanım ve Uygulama…
Yorum BırakHidrolog Olmak İçin Hangi Bölüm Okunmalı? Tarihsel Bir Bakışla Anlamaya Çalışalım Giriş: Geçmişi Anlamak ve Günümüzle Bağ Kurmak Bir tarihçi olarak, insanlık tarihinin her dönemi bizlere farklı bir perspektif sunar. Geçmişi anlamadan bugünü tam olarak kavrayamayız; çünkü tarih, toplumların gelişim sürecindeki kırılma noktalarını ve dönüşüm süreçlerini içerir. Bu dönüşümler, bazen bilimsel alanlarda, bazen de bireysel meslek seçimlerinde büyük etkiler yaratmıştır. Bugün hidroloji ve hidrologluk mesleği üzerine konuştuğumuzda, aslında bu mesleğin tarihsel arka planını anlamak, onu bugünkü şekliyle daha iyi kavrayabilmemizi sağlar. Hidroloji, suyun dünya üzerindeki hareketi ve dağılımını inceleyen bir bilim dalıdır. Bu bilim, sadece doğayı anlamamıza yardımcı olmakla kalmaz,…
Yorum BırakHidrojenize Yağ Nasıl Yapılır? İktidar, İdeoloji ve Toplumsal Katılığın Kimyası Üzerine Bir Siyasi Analiz Bir siyaset bilimci olarak her zaman ilgimi çeken şey, güç ilişkilerinin sadece kurumlar arasında değil, gündelik yaşamın en küçük detaylarında da nasıl işlediğidir. “Hidrojenize yağ nasıl yapılır?” sorusu, ilk bakışta teknik bir kimya süreci gibi görünür. Ancak siyaset bilimi açısından bakıldığında, bu süreç aslında iktidarın, ideolojinin ve toplumsal düzenin nasıl kurulduğuna dair mükemmel bir metafordur. Çünkü hidrojenizasyon, bir şeyi daha dayanıklı, daha kalıcı ve kontrol edilebilir hale getirme sanatıdır — tıpkı siyaset gibi. Hidrojenizasyon ve İktidarın Dönüştürücü Gücü Hidrojenize yağ, doymamış yağ asitlerinin hidrojenle reaksiyona sokularak…
Yorum BırakHacca Gidince İlk Ne Yapılır? Toplumsal Normlar ve Kültürel Pratiklerin İzinde Hac, sadece bir dini görev değil, aynı zamanda derin toplumsal ve kültürel anlamlar taşıyan bir deneyimdir. Bir araştırmacı olarak, bu yolculuğun toplumsal yapıların bireylerle nasıl etkileştiğini, toplumsal normların ve cinsiyet rollerinin hac ibadetindeki yansımalarını anlamaya çalışırken, gördüğüm en ilginç yönlerden biri, bu yolculuğun bireyler arasındaki toplumsal ilişkileri nasıl şekillendirdiği ve farklı kültürel bağlamlarda nasıl bir araya geldiğidir. Hac ibadetine başlamak, sadece dini bir ritüel değil, aynı zamanda toplumsal yapının bireylere yüklediği görevlerin ve beklentilerin bir yansımasıdır. Bu bağlamda, erkeklerin hac yolculuğunda daha çok “yapısal” işlevlere, kadınların ise “ilişkisel” bağlara…
Yorum BırakRokete Etkiyen Kuvvetler Nelerdir? Uzaya Giderken Bile Fizik Bizimle Geliyor! Uzaya gitmek… kulağa ne kadar havalı geliyor değil mi? Ama işin aslı öyle romantik değil. Roket dediğin şey, koca bir metal silindir ve o silindiri uzaya fırlatmak için doğanın en temel güçleriyle boğuşmak zorundasın. Tıpkı sabah işe giderken trafiğe, kahve yokluğuna ve hayatın yer çekimine karşı savaşmamız gibi. Bugün sana bir fizik dersi vermeye değil, roketlerin “ben uzaya gidiyorum” yolculuğundaki kuvvetlerle nasıl baş ettiğini, biraz mizah, biraz strateji ve bolca empatiyle anlatmaya geldim. Hazırsan, emniyet kemerini bağla çünkü bu yazı kalkışa geçiyor! Rokete Etkiyen Kuvvetler: Uzayın Kapısını Aralayan Dört Güç…
Yorum BırakGüzelyurt Nereye Bağlı Bir İlçe? Toplumsal Yapının Derinliklerinde Bir Yolculuk Bir araştırmacı olarak Anadolu’nun farklı bölgelerinde insanların gündelik yaşam pratiklerini incelerken, her bir yerleşim yerinin kendine özgü bir toplumsal dokusu olduğunu fark ederim. Güzelyurt da bu bağlamda dikkat çeken bir örnektir. Coğrafi olarak Aksaray’a bağlı olan bu ilçe, sadece fiziki konumuyla değil; tarihsel mirası, toplumsal ilişkiler ağı ve kültürel pratikleriyle de zengin bir sosyolojik laboratuvar niteliği taşır. “Güzelyurt nereye bağlı bir ilçe?” sorusunun ardında aslında, “Güzelyurtlu kimdir, nasıl yaşar ve toplumun içinde nasıl bir yer edinmiştir?” sorusu gizlidir. Güzelyurt’un Sosyolojik Konumu: Mekânın Kimliğe Dönüşümü Güzelyurt, Aksaray iline bağlı, Kapadokya bölgesinin…
Yorum BırakGüvenilir Olmak Ne Demektir? — Felsefi Bir Bakış Filozofun Gözünden Güvenilirlik Güvenilirlik yalnızca bir ahlakî erdem değil, insan varoluşunun anlam katmanlarında yankılanan derin bir felsefi sorudur. Bir filozof, “Bir insanın güvenilir olması, onun gerçeğe ve kendine sadık kalabilmesi midir, yoksa başkalarının beklentilerini tutarlı biçimde karşılaması mı?” diye sorar. Bu soru, insanın kendini ve dünyayı nasıl bildiği, nasıl davrandığı ve kim olduğu konularına temas eder. Güvenilirlik, hem etik bir değer, hem epistemolojik bir duruş, hem de ontolojik bir varoluş biçimidir. Etik Perspektiften Güvenilirlik Etik açıdan güvenilirlik, eylemlerle sözlerin birliğini temsil eder. Aristoteles’in “erdemli insan” tanımı burada yankılanır: Güvenilir insan, doğruyu bilmekle…
Yorum BırakMutluluktan Gözlerin Parlaması Ne Demek? Bilimin Işığında “Işıl Işıl” Bakışlar Mutluluk anlarında gözlerimizin “parladığını” söyleriz. Peki bu parıltı gerçekten ne? Sadece şiirsel bir benzetme mi, yoksa gözde ölçülebilir biyolojik değişikliklerin görünür hâli mi? Bilime meraklı biri olarak bu ifadeyi hem günlük deneyimden hem de fizyolojik süreçlerden yola çıkarak, herkesin anlayabileceği bir dille anlatmak istiyorum. Çünkü “Mutluluktan gözlerin parlaması” dediğimizde, aslında beynimiz, sinir sistemimiz ve göz yüzeyimiz arasında milisaniyeler içinde senkronize olan bir orkestradan söz ediyoruz. Parıltının Optiği: Göz Neden Daha “Işıltılı” Görünür? Gözün parlak görünmesi, ışığın kornea ve gözyaşı filmi üzerinden düzgün yansımasıyla ilgilidir. Göz yüzeyini kaplayan üç katmanlı gözyaşı…
Yorum Bırak