Hanım Efendi Nasıl Yazılır? Bir Kelimenin Ardındaki Hikâye
Bazı kelimeler vardır, sadece yazılışlarıyla değil, taşıdıkları anlamla da insanın kalbine dokunur. “Hanım efendi” de öyle bir kelimedir. Onu doğru yazmak, aslında bir saygı biçimidir. Bugün size bir hikâye anlatmak istiyorum — bir kelimenin, bir bakışın, bir sessiz tebessümün ardında saklı nezaketi…
Bir Akşamüstü Sohbeti
Ali, küçük bir kasabada öğretmendi. Mantığıyla yaşayan, çözüm odaklı, stratejik düşünen bir adamdı. Her şeyi planlar, duygularını bile belli bir sıraya koyardı. Bir gün okuldan dönerken, çarşıda eski bir dostu olan Ayşe ile karşılaştı. Ayşe, kasabanın kütüphanesinde çalışıyordu; kelimelere, hikâyelere, insanlara dokunan bir ruha sahipti. Empatisi güçlü, sözcüklerle insan kalbini onarabilen bir kadındı.
Ali, elindeki kâğıda göz gezdirirken başını kaldırmadan konuştu:
— Şu “hanımefendi” kelimesini nasıl yazıyorduk, bitişik mi, ayrı mıydı?
Ayşe gülümsedi. “Kelimenin doğru yazılışını bilmek kolay,” dedi, “ama o kelimenin ağırlığını taşımak başka.”
Kelimelerin Özüne Dokunmak
Ayşe bir adım yaklaştı. “Bak Ali,” dedi, “Türk Dil Kurumu’na göre doğru yazılışı ‘hanımefendi’dir, bitişik yazılır. Çünkü o kelime, iki ayrı kavramın birleşip zarafeti anlatan bir bütün oluşturduğu hâlidir. ‘Hanım’ saygıyı, ‘efendi’ nezaketi temsil eder. Bu yüzden ayrı değil, bir arada dururlar — tıpkı anlayış ve incelik gibi.”
Ali bir an sustu. Kâğıttaki harflere baktı ama aklı Ayşe’nin sözlerinde kaldı. Kelimelerin sadece yazılışını değil, anlamını da öğrenmesi gerektiğini o an fark etti.
Hanımefendi Olmanın Yazılışı Kadar Anlamı da Önemlidir
Her kelime bir kimlik taşır. “Hanımefendi” kelimesi, yalnızca kadınlara hitap şekli değildir; bir davranış biçimidir, bir nezaket hâlidir. O yüzden yazarken bitişik yazılır, söylerken ise kalpten söylenir.
Ali, eve döndüğünde günlüğüne şu satırları yazdı:
“Bugün bir kelimenin yazılışını değil, özünü öğrendim. Hanımefendi demek, birine sadece hitap etmek değil, ona saygı duymaktır.”
TDK’ya Göre Doğru Yazılış
Resmî kaynaklara göre “hanım efendi” kelimesinin doğru yazılışı hanımefendi şeklindedir. Yani bitişik yazılır. Yanlış kullanımlar arasında “hanım efendi” veya “hanım-efendi” gibi biçimler bulunur. Bu yazım hataları günlük hayatta sıkça görülse de, Türk Dil Kurumu’nun onayladığı doğru biçim tek kelimedir.
Kelimeler, İnsanlar Gibidir
Ayşe’nin dediği gibi, bazı kelimeler ayrıldığında anlamını yitirir. Tıpkı insan ilişkileri gibi… Ali’nin dünyasında her şey planlıydı ama o gün, bir kelime ona duyguların da bir düzeni olabileceğini öğretti. Kadınlar çoğu zaman duygularıyla değil, empatisiyle yazar hayatı; erkeklerse çözümlerle. Ama bazı anlarda bu iki yön birleştiğinde ortaya zarafet çıkar — tıpkı “hanımefendi” kelimesi gibi.
Bir Kelimeyle Başlayan Değişim
Ali o günden sonra, yazdığı her cümlede anlamın hakkını vermeye çalıştı. Birine “hanımefendi” dediğinde, sadece kelimeyi değil, nezaketi de dile getiriyordu artık. Çünkü bazı kelimeler, doğru yazıldığında bile eksiktir; ancak doğru hissedildiğinde tamamlanır.
Son Söz
“Hanımefendi” bir kelimeden fazlasıdır — bir duruştur, bir zarafettir, bir anlayış biçimidir. Yazarken bitişik, söylerken içten olmalıdır. Çünkü kelimeler, insanın aynasıdır. Doğru yazmak kadar, doğru hissetmek de gerekir.
Peki sizce, bir kelime insanı değiştirebilir mi? Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşın…